Engerek Yilani
2 posters
1 sayfadaki 1 sayfası
Engerek Yilani
başlık:engerek yılanı
ekrem güneşli
Bundan ,yıllar öne, öğretmenlik yaptığım bir
köyde, hala ürperdiğim bir olay yaşanmıştı...Köye
ilk gelişimin ikinci haftasıydı galiba, lojmandaki
odamda, yatağa uzanmış, elimde tanınmış bir
yazarın romanını okuyordum, birden bir kadın
çığlığı ile irkildim, "bebem ...bebemi ben
öldürdüm !"diye bağırıyordu. Kitabı bıraktım,
merak ederek, perdeyi aralayıp baktım....Bir
kadın, saçını başını yolarak ağlıyor, sonra akıl
hastaları gibi gülüyordu...Merak etmiştim...Kimdi bu
kadın ? Niye saçını başını yoluyordu...Muhtar,gelin-
ce, sormaya karar verdim. Sabahları, sütümü ,
muhtarın kızı Keziban getirirdi. O sabah, kapı vurul
du, açtım, tanımadığım bir adam kapının önünde
duruyordu. Saçı sakalı bir birine karışmış, atmış
atmış beş yaşlarında, orta boylu, ak saçlı bir
adamdı bu. "Buyur amca ?" dedim.
"Muallim bey, malum biz reçberiz, kuzuları
güdecek çobanım olmadığı için, izin ver de, Satılmış
gütsün !"dedi
"Amca, sen satılmışın nesi oluyorsun ?"
dedim.
"Dedesiyim !"dedi.İki torun da, ikinci
gelinden, ilk gelinimin, getiremedi,
"Dur hele ! Dün, öğle üzeri bir kadın gördüm
saçını başını yoluyordu, o kadın mı ?
" O ya...Fadim'e, gelinim olurdu, başından
acıklı bir olay geçti, o gün, bugündür, doktorlara
hacıya-hocaya, Cindere götürdüm ya, faydası
olmadı...Aklı başında deel, korkumdan yalınız
bırakamıyorum, çocuklara bir şey yapar !"diye.
"Aklı tav gelip tav gidiyor ...!"
"Gelininizin başından acı bir olay mi geçti ?"
yoksa dedim. Göz yaşlarını, cebinden çıkardığı
kirli yağlıkla "büyük mendil " sildi.."Derdimi deşme
muallim bey....! Acısı, yüreğimden heç gitmedi..
Gül gibi torunumu , kör olası Engerek yılanının
soktuğuna mı acıyım, yoksa gelinimin aklını
yitirdiğine mi ? ah ah...!"
"Seni üzecekse anlatma amca !"dedim.
"Yoh Muallim beğ ! Madem, maraklısın
anladıyım hikayeyi "dedi..Sonra, anlatmaya başladı
"Mamıt, benim tek oğlumdu, eskerliğini yaptıktan
sonra , köye geldi....Ekinleri de galdırmıştık o yıl.
Anası, " temiz süt emmiş, terbiyeli , hamarat bir kız
var, anası dul demezsen, düğürcü olalım !" dedi.
Uzatmayım, Dul Anşa'nın evine dünürcü gittik.
Ben ve amcası kör Tahir, kız geldi elimize, Allah için
çok gözel bir kız...Elimize geldi. Gayfe tuttu . Oğlum
Hüsen de beğendi...Uzatmayım, Muallim efendi, dul
Anşa, başlık diye tutturdu. Kardaş yolu, dayı yolu
diye bizim iliğimizi kuruttu, vaz geçelim, bu kız bize
yaramaz !"dedim. "Bizim oğlana habar anlatamadık
Uzatmayım, cıbır merkebe döndük, nihayet gızı
şanımıza yaraşır düğün yaparak aldık...Aldık
almasına ya, ben attan düştüm, bizim avradı inek
sağarken depti, köyde adı uğursuz geline çıktı.
Üç sene çocuğu olmadı. Oğlum, sesini çıkarmasa da
anası, gelinimiz kısır, oğlumu evereceğim diye
çeşme başında, ulu-orta konuşmaya başlamış...
Dokura götürdüm ikisini de, gusur oğlumdaymış,
tedavi oldu, gelinimiz hamile galdı, dokuz ay sonra
nur topu gibi bir torunum oldu. Adını, Hasan goyduk
Gelinimin yüzünde güller açıyor, varı yoğu bebek
Üç yaşına gelmişti torunum...Tam da Temmuz ayı
O zaman biçer nerede ! Orakla ha babam de
babam ekin biçiliyor...Gelinim, duldada, beşiğine
yatırdı torunumu. Arada bir gelip emziriyor. Arada
bir gelip yokluyor...Beşik, çok uzakta deel...
Torunumun sesi heç gelmiyor. Uyudu, sinekler
yemesin diye tülbent ört gızım diye yolladım gelini
Gelin, eline bir nodul geçirmiş"deynek" ha bire
vuruyor bebeğe. Öfkemden, orağı bir tarafa attım,
koştum. Oğlum da görmüş , koştuk geldik.
Geldik ki, bebeğin elli yüzü kan içinde, kafası
patlamış, , gelini sıkıştırdık, ben bebeğe
vurmadım ki, ben yılanı öldürdüm !"dedi..Uzatma-
yım, gelini mahkemeye verdik, torunumu öldürdü
diye. Savcılık, bilirkişi oluşturdu, sonuçta, bebeği
bir engerek yılanının soktuğuna karar verdi.
Gelin mahkemede verdiği ifadesinde şöyle dedi
"Sayın hakimim, ben bir anayım, heç bebeğimi
öldürür müyüm ? Bebeğimin beşiğini duldaya koy
dum, ekin biçerken, arada sırada emziriyordum,
bebeğim, bir ara ağladı, kayınbabam, torunumun
gözüne sinek gonmasın diye tülbet örttürmek için
beni yolladı...Bebeğimin üstünde, koskoca sarı bir
yılan ! Git dedim yılana ! Gitmedi..Ben hayvanlara
acırım Hakim Bey...Bir kuş görsem, Atmaca
kapacak diye yüreğim pır pır eder...Git yılan dedim
gitmedi. Aldım, sopayı vurdum vurdum, binlerce
engerek göründü gözüme...Bebemi ben öldürme-
dim...Suçsuzum
Hakim Bey, "Yaz kızım dedi, gereği düşünüldü
Ayşe'den olma, ı9....doğumlu Fadime B...nin göze-
tim altında tutulmasına, ve aklı melekesinin
yerinde olup olmadığına karar verilmesi için
.....hastanesine sevkine oy birliği ile karar verildi
Yaşlı adam, "İşte böyle !"dedi.."O olaydan
sonra, gelinim iflah olmadı, oğlumu evlendirdim
bir oğlan bir de kız torunum oldu. Gelinim de işte
böyle, seyip aklı nereye eserse alır başını gider
ekrem güneşli
Bundan ,yıllar öne, öğretmenlik yaptığım bir
köyde, hala ürperdiğim bir olay yaşanmıştı...Köye
ilk gelişimin ikinci haftasıydı galiba, lojmandaki
odamda, yatağa uzanmış, elimde tanınmış bir
yazarın romanını okuyordum, birden bir kadın
çığlığı ile irkildim, "bebem ...bebemi ben
öldürdüm !"diye bağırıyordu. Kitabı bıraktım,
merak ederek, perdeyi aralayıp baktım....Bir
kadın, saçını başını yolarak ağlıyor, sonra akıl
hastaları gibi gülüyordu...Merak etmiştim...Kimdi bu
kadın ? Niye saçını başını yoluyordu...Muhtar,gelin-
ce, sormaya karar verdim. Sabahları, sütümü ,
muhtarın kızı Keziban getirirdi. O sabah, kapı vurul
du, açtım, tanımadığım bir adam kapının önünde
duruyordu. Saçı sakalı bir birine karışmış, atmış
atmış beş yaşlarında, orta boylu, ak saçlı bir
adamdı bu. "Buyur amca ?" dedim.
"Muallim bey, malum biz reçberiz, kuzuları
güdecek çobanım olmadığı için, izin ver de, Satılmış
gütsün !"dedi
"Amca, sen satılmışın nesi oluyorsun ?"
dedim.
"Dedesiyim !"dedi.İki torun da, ikinci
gelinden, ilk gelinimin, getiremedi,
"Dur hele ! Dün, öğle üzeri bir kadın gördüm
saçını başını yoluyordu, o kadın mı ?
" O ya...Fadim'e, gelinim olurdu, başından
acıklı bir olay geçti, o gün, bugündür, doktorlara
hacıya-hocaya, Cindere götürdüm ya, faydası
olmadı...Aklı başında deel, korkumdan yalınız
bırakamıyorum, çocuklara bir şey yapar !"diye.
"Aklı tav gelip tav gidiyor ...!"
"Gelininizin başından acı bir olay mi geçti ?"
yoksa dedim. Göz yaşlarını, cebinden çıkardığı
kirli yağlıkla "büyük mendil " sildi.."Derdimi deşme
muallim bey....! Acısı, yüreğimden heç gitmedi..
Gül gibi torunumu , kör olası Engerek yılanının
soktuğuna mı acıyım, yoksa gelinimin aklını
yitirdiğine mi ? ah ah...!"
"Seni üzecekse anlatma amca !"dedim.
"Yoh Muallim beğ ! Madem, maraklısın
anladıyım hikayeyi "dedi..Sonra, anlatmaya başladı
"Mamıt, benim tek oğlumdu, eskerliğini yaptıktan
sonra , köye geldi....Ekinleri de galdırmıştık o yıl.
Anası, " temiz süt emmiş, terbiyeli , hamarat bir kız
var, anası dul demezsen, düğürcü olalım !" dedi.
Uzatmayım, Dul Anşa'nın evine dünürcü gittik.
Ben ve amcası kör Tahir, kız geldi elimize, Allah için
çok gözel bir kız...Elimize geldi. Gayfe tuttu . Oğlum
Hüsen de beğendi...Uzatmayım, Muallim efendi, dul
Anşa, başlık diye tutturdu. Kardaş yolu, dayı yolu
diye bizim iliğimizi kuruttu, vaz geçelim, bu kız bize
yaramaz !"dedim. "Bizim oğlana habar anlatamadık
Uzatmayım, cıbır merkebe döndük, nihayet gızı
şanımıza yaraşır düğün yaparak aldık...Aldık
almasına ya, ben attan düştüm, bizim avradı inek
sağarken depti, köyde adı uğursuz geline çıktı.
Üç sene çocuğu olmadı. Oğlum, sesini çıkarmasa da
anası, gelinimiz kısır, oğlumu evereceğim diye
çeşme başında, ulu-orta konuşmaya başlamış...
Dokura götürdüm ikisini de, gusur oğlumdaymış,
tedavi oldu, gelinimiz hamile galdı, dokuz ay sonra
nur topu gibi bir torunum oldu. Adını, Hasan goyduk
Gelinimin yüzünde güller açıyor, varı yoğu bebek
Üç yaşına gelmişti torunum...Tam da Temmuz ayı
O zaman biçer nerede ! Orakla ha babam de
babam ekin biçiliyor...Gelinim, duldada, beşiğine
yatırdı torunumu. Arada bir gelip emziriyor. Arada
bir gelip yokluyor...Beşik, çok uzakta deel...
Torunumun sesi heç gelmiyor. Uyudu, sinekler
yemesin diye tülbent ört gızım diye yolladım gelini
Gelin, eline bir nodul geçirmiş"deynek" ha bire
vuruyor bebeğe. Öfkemden, orağı bir tarafa attım,
koştum. Oğlum da görmüş , koştuk geldik.
Geldik ki, bebeğin elli yüzü kan içinde, kafası
patlamış, , gelini sıkıştırdık, ben bebeğe
vurmadım ki, ben yılanı öldürdüm !"dedi..Uzatma-
yım, gelini mahkemeye verdik, torunumu öldürdü
diye. Savcılık, bilirkişi oluşturdu, sonuçta, bebeği
bir engerek yılanının soktuğuna karar verdi.
Gelin mahkemede verdiği ifadesinde şöyle dedi
"Sayın hakimim, ben bir anayım, heç bebeğimi
öldürür müyüm ? Bebeğimin beşiğini duldaya koy
dum, ekin biçerken, arada sırada emziriyordum,
bebeğim, bir ara ağladı, kayınbabam, torunumun
gözüne sinek gonmasın diye tülbet örttürmek için
beni yolladı...Bebeğimin üstünde, koskoca sarı bir
yılan ! Git dedim yılana ! Gitmedi..Ben hayvanlara
acırım Hakim Bey...Bir kuş görsem, Atmaca
kapacak diye yüreğim pır pır eder...Git yılan dedim
gitmedi. Aldım, sopayı vurdum vurdum, binlerce
engerek göründü gözüme...Bebemi ben öldürme-
dim...Suçsuzum
Hakim Bey, "Yaz kızım dedi, gereği düşünüldü
Ayşe'den olma, ı9....doğumlu Fadime B...nin göze-
tim altında tutulmasına, ve aklı melekesinin
yerinde olup olmadığına karar verilmesi için
.....hastanesine sevkine oy birliği ile karar verildi
Yaşlı adam, "İşte böyle !"dedi.."O olaydan
sonra, gelinim iflah olmadı, oğlumu evlendirdim
bir oğlan bir de kız torunum oldu. Gelinim de işte
böyle, seyip aklı nereye eserse alır başını gider
ByGizemLi.- WebMaster
- Mesaj Sayısı : 46
Kayıt tarihi : 14/03/08
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz